Gün olur ey meh-i nâzım bu sabâhat da geçer
Bizi hicrânda koyan bu şeb-i hayret de geçer
Vâsıl-ı evc-i kabûl ile recâmız yohsa
Yerde kalmaz sanemâ âh-ı felâket de geçer
Nâ-hudâ Nûh-ı nebî olduğu dem şekk yokdur
Gavta-i varta-i tûfân bu nevbet de geçer
Hat gelip leşker-i hüsnü geçicek dildârın
Dil muğber eden ol kîne vü nahvet de geçer
Sâf kıl âyîne sîneni nîk ü beden
Tab’a âmed-şüd eden sûret-i hayret de geçer
Çekilenler kalır Es’ad bu cihân içre hemân
Vakt-ı şâdî de gelir mevsim-i mihnet de geçer
Gün gelecek, oh nazik esinti, bu sabah da bizi Hicrān'a koyan merak gecesi
Mahkememize ulaşırsak
<br, disas'ın sesi de başlayacaktır. Bu dönüş
Gelecek çizgi mutluluk ordusunu geçecek
konuşacak dil de geçecek ve konuşacak dil de geçecek ve konuşacak olan dil de geçecek ve Saf Saçın <b /> <b /> <b /> <Br /> sekmeyi övecek />
Geri çekilenler kalacak, Esad bu dünyada kalacak
Sevinç zamanı gelecek, savaş mevsimi geçecek.